-
Kas 20 2024 Ethem Emre’nin toplumsal sorunların çözümüne dönük diyalog temasları sürüyor
Ethem Emre’nin toplumsal sorunların çözümüne dönük diyalog temasları sürüyor
Hollanda Türk Ticaret Derneği Merkezinde, Dernek Başkanı Ethem Emre’nin inisiyatifiyle Hollanda Ekonomi Bakanlığının yatırım fırsatlarından sorumlu direktörü Pieter M. Waasdorpla Türk ve yabancı yatırımcıların vize problemi dâhil, Bankaların KYC timlerinin yabancı yatırımcılara hesap açılmasını engelleyen tutumları gibi pek çok problemlerin konuşulduğu kahvaltılı bir toplantı düzenlendi.
Toplantıya, T.C. Rotterdam Başkonsolosluğu Ticaret Ataşesi Veysel Parlak, Türk ve Arap Dünyası Araştırmaları Merkezi Başkanı Mehmet Tütüncü, Türk Hukuku avukatlarından Esin Çiftçi, HTTD Türkiye Koordinatörü Leyla de Mos, Gentle Incasso CEO’su Nuri Şekercan ve şirket danışmanı Metin Yazarel de katıldı.
Pek çok görevi bir arada profesyonelce yürütmeye çalışan Ethem Emre, hayatta “hoş bir seda” bırakma niyetinde ve telaşında. Doğduğu ve doyduğu ülke arasında iyi ilişkiler oluşturmak, geleceğin neslini burada hak ettiği yerde görmek, insanlarımızın haklarını savunmak, onların bu ülkedeki ilişkilerini sağlıklı bir zemine oturtmak için pek çok inisiyatif almış ve bu yolda büyük bir azimle, şevkle koşuşturuyor. Toplumun sorunlarını bilen, ona dönük çare ve çözümler üreten, birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmeyi önemseyen Emre, inisiyatif alarak başlattığı bütün eylemleri hak rızası ve toplum menfaati için hayata geçiriyor.
Ethem Emre: “Sorunların çözümü karşılıklı diyalogdan geçer”
Her şeyin maddiyat için yapılmadığını, yapılmayacağını göstermek adına güzel bir örnek olarak karşımızda duran Hollanda Türkiye Ticaret Odası Derneği Başkanı Ethem Emre’nin kendi tecrübe ettiği problemleri belgeleriyle ibraz ettiği, çözüm odaklı önerilerin konuşulduğu toplantı, onun bu alandaki hassasiyeti ve gayretinin bir göstergesi olarak ortaya çıkıyordu. Toplumsal sorunların çözümüne dönük ürettiği görüş, tavsiye ve düşünceleriyle yıllardır bu alanda çalışmalar yürüten Ethem Emre, bu sorunları muhataplarıyla da sık sık görüşerek diyalog ve çözüm çağrılarını büyük bir gayretle sürdürmekte.
İş dünyasının özellikle Türk şirketlerinin karşılaştığı en son sorun olan Hollanda bankalarında hesap açmalarının engellenmesi başta olmak üzere toplumun farklı sorunları da bakanlık yetkilisine en uygun ve çözüm önerileriyle birlikte iletildi.
Hollanda’nın ticaret alanında en önemli partnerlerinden biri olan Türkiye ve Türk şirketlerine böyle bir engel koymasının ve insanlar mağdur etmelerinin kabul edilemeyeceğini ve bir an önce sorunun çözülmesi gerektiğine dikkat çeken Emre, Hollandalı girişimcilerin Türkiye’de rahat bir şekilde çalışmalarını yürüttüklerini hatta her türlü desteği aldıklarını belirtti.
Usulsüzlük yapan birkaç kişinin yüzünden çoğunluğun cezalandırılmasının adil ve doğru bir tutum olmadığına dikkat çeken Emre, yüzlerce insanın bu mağduriyet sebebiyle iş yapamadığını vurguladı.
Bu ve buna benzer toplumsal sorunların diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğini ifade eden Emre, bakanlık yetkilisinden sorunların çözümü için ciddi adımlar atmalarını beklediklerini ve bu ziyaretlerin karşılıklı olarak sürmesi gerektiğini belirtti.
Emre son olarak şunları dile getirdi: “Hollanda siyasi kurum ve bakanlıklarla diyalogumuz genişlemeli ve daimi olmalı. Her platformda dertlerimizi ve önerilerimizi paylaşmalıyız. Bu sadece birilerinin ya da bir kurumun değil, toplum önderlerinin ve STK temsilcilerinin de asli görevlerinden olmalı. Bugün yaşanan olaylar da bu diyalog eksikliğinin bir sonucudur. Kendimizi anlatmak, tanıtmak, sorunlarımızı paylamak ve bu yönde çözüm önerileri sunmak, yaşadığımız ülkeye katkı sunmaktır. Diyalogun açamayacağı kapı yoktur.”
Her konuşmacıyı büyük bir titizlik ve ciddiyetle dinleyen ve not alan Bakanlık yetkilisi Waasdrop, bazı sorunlara yabancı kalsa da sorunların çocuğunun farkında olduğunu, bu toplantı ile çözüme dönük adımların daha kolay atılabileceğine dikkat çekti.
Katılımcılardan T.C. Rotterdam Başkonsolosluğu Ticaret Ataşesi Veysel Parlak son dönemlerde Hollanda’ya yatırım yapmak isteyen Türk şirketlerinin Hollanda bankalarında hesap açmalarının engellenmesini gümrük birliği anlaşmasının ilgili mevzuatıyla uyuşmadığını ifade etti.
Diğer yandan T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Hollanda temsilcisi Ethem Tokgözlü’de kendi edindiği tecrübelerden örneklerle Hollanda’nın yatırımcılara uyguladığı ticari bariyerleri açık ekonomi modeliyle bağdaştırmak mümkün değildir dedi.
Toplantıda titizlikle not alan Ekonomi Bakanlığı Rektörü P. M. Waaldorp aldığı notları kesinlikle muhataplarına ileteceğini yararlı ve faydalı bir görüşme gerçekleştirdiğini katılımcılara teşekkür ederek ifade etti.
Daha sonra toplantı, aşağıda özetini aktardığımız “Krizler ve Çözüm Önerileri” başlığını taşıyan bir raporun sunulmasıyla son buldu.
Sayın ilgili ve yetkililer,
Açık ekonomi modeli, dünya genelinde pek çok ülkenin benimsediği bir strateji olup, uluslararası ticareti teşvik eden, sermaye akışına olanak tanıyan, ülkeler arası iş birliğini destekleyen bir yapı olarak kabul edilir. Bu modelin esaslarından biri, yabancı yatırımcıların ülkeye kolayca erişebilmesi ve yatırım yapabilmesidir. Ancak, açık ekonomiyi benimseyen bir ülkenin yabancı yatırımcıların bankalarda hesap açmasına engel olması, bu ilkeyle çelişen bir tutum sergiler ve önemli eleştiriler doğurur. İşte bu yaklaşımın ele alınması gereken yönleri:
1- Ekonomik Büyümeye Engel Oluşturur
Yabancı yatırımcıların ülke ekonomisine katkıda bulunmalarının yolu, yatırım yapabilecekleri finansal araçlara ve hizmetlere erişim sağlamaktan geçer. Bankalarda hesap açmalarının engellenmesi, bu sürecin ilk aşamasında karşılaştıkları bir set gibi işlev görür.
Yatırımcıların, yatırımlarını yönlendirebilecekleri banka hesaplarına sahip olmaması; şirket kurma, istihdam yaratma, ticari faaliyetlerde bulunma gibi süreçlerde yavaşlamalara yol açabilir. Bu da ülke ekonomisinin büyüme potansiyelini sınırlar.
2- Küresel Rekabet Gücünü Azaltır
Küresel ekonomi, ülkelerin yatırım çekme yeteneğine dayanır. Yabancı yatırımcıların hesap açmalarını kısıtlamak, onları diğer ülkelere yönlendirme riski taşır. Özellikle birçok ülkenin uluslararası yatırımcıları çekmek için cazip teşvikler sunduğu bir dönemde, böylesi bir kısıtlama rekabet gücünü zayıflatır.
Rakip ülkeler yatırımcılara daha fazla kolaylık sunarken, açık ekonomiyi benimsemiş bir ülkenin yatırımcıya kapıyı kapatması uzun vadede pazar payının düşmesine yol açar.
3- Finansal İlişkilerin Zayıflaması
Yabancı yatırımcılar sadece doğrudan sermaye getirmekle kalmaz, aynı zamanda ülkeye finansal bilgi, teknoloji ve yeni iş modelleri de taşır. Bu çeşitlilik, ülke içindeki finansal sistemin gelişmesine katkıda bulunur ve yenilikçiliği teşvik eder.
Bankalarda hesap açamayan yatırımcılar, finansal sistemin sunduğu avantajlardan yararlanamaz, dolayısıyla finansal ilişkiler zayıflar. Yatırımcıların paralarını transfer etme, yerel ortaklarla iş birliği yapma gibi temel işlemleri gerçekleştirememesi, finansal ağların daralmasına sebep olur.
4- Güven ve İtibar Sorunu Meydana Getirir
Uluslararası yatırımcılar, yatırımlarını yapacakları ülkelerin güvenilir ve istikrarlı bir finansal sisteme sahip olmasını bekler. Bankalarda hesap açma imkânının olmaması, ülkenin finansal sistemi üzerinde bir belirsizlik algısı yaratabilir ve güven zedelenir.
Bu durum, ülkenin yatırım ortamını olumsuz etkiler ve yatırımcıları uzun vadede geri dönmeyecek şekilde caydırabilir. Güven eksikliği, ülkenin ekonomik itibarını da zayıflatır ve uluslararası arenada güvenilir bir yatırım destinasyonu olarak algılanmasını zorlaştırır.
5- İnovasyon ve Teknolojik Gelişmeye Engel Teşkil Eder
Yabancı sermaye, sadece mali kaynak değil, aynı zamanda bilgi ve teknoloji transferi açısından da önem taşır. Ülke, dışarıdan gelen yeni teknolojilere ve iş süreçlerine kapılarını kapattığında inovasyon döngüsü sekteye uğrar.
Yabancı yatırımcıların bankalarda hesap açamaması, yenilikçi sektörlerin ve teknoloji firmalarının iş yapma süreçlerini zorlaştırır. Uzun vadede, bu durum ülkenin dijital dönüşüm ve inovasyon alanında geri kalmasına yol açabilir.
6- Dış Sermaye Akışını Engeller
Yatırımcılar, ülkede finansal işlemlerini sorunsuz bir şekilde gerçekleştiremeyeceklerini hissettiklerinde, doğrudan yatırımlardan kaçınabilirler. Bankacılık hizmetlerine erişimin kısıtlanması, ülkeye sermaye akışını zorlaştırır ve yatırım iştahını azaltır.
Açık ekonomi modelini benimsemiş bir ülkenin, bu çelişkili tavrıyla potansiyel sermaye girişinden mahrum kalması, döviz dengesini olumsuz etkileyebilir ve ekonomide bir daralma yaratabilir.
Sonuç Olarak:
Açık ekonomi modeli, yatırımcıların ülkeye kolayca erişimini ve finansal sistemde rahat hareket edebilmelerini öngörür. Bu modele sahip bir ülkenin, yabancı yatırımcıların bankalarda hesap açmasını kısıtlaması, yalnızca ekonomik büyümeyi ve uluslararası itibarını zedelemekle kalmaz; aynı zamanda bu modelin özüne aykırı bir tavır sergilediği anlamına gelir. Bu tür kısıtlamaların kaldırılması, hem yatırım ortamının iyileşmesini sağlayacak hem de ülkenin küresel ekonomide daha rekabetçi bir konuma gelmesine katkıda bulunacaktır.
-
Kas 18 2024 Hollanda Büyükelçiliği Ankara Ziyareti
Hollanda Büyükelçiliği Ankara Ziyareti – 30 Ekim 2024
30 Ekim 2024 tarihinde Hollanda’nın Ankara Büyükelçiliği’nde oldukça verimli bir tanışma ziyareti gerçekleştirildi. Toplantıya Hollanda Büyükelçisi Sayın Joep Wijnands ve Hollanda’nın Türkiye’deki Ekonomik Ağ Başkanı – Ekonomi Bölümü Başkanı Sayın Niels Veenis katıldı. Netherlands Turkish Trade Foundation’ı temsilen Dernek Başkanı Sayın Ethem Emre ile yönetim kurulu üyeleri Sayın Leyla de Mos ve Sayın Fred van der Weijde yer aldı.
Büyükelçi Joep Wijnands, mevcut büyükelçilik binasının geçici statüsü hakkında bilgi paylaşarak, 2026’nın ikinci yarısında faaliyete geçecek olan yeni büyükelçilik binasının, Türkiye’de BREEAM sertifikasına sahip ilk bina olacağını ve tamamen karbon nötr olarak tasarlandığını ifade etti. Ayrıca, Hollanda ile Türkiye arasındaki 400 yılı aşkın güçlü ticari ilişkilere değinerek, Hollanda’nın son yirmi yılda Türkiye’deki en büyük yatırımcı konumunda olduğunu vurguladı. Büyükelçi, 2024 yılı itibarıyla Türk vatandaşlarına 100.000’den fazla vize verilmesiyle bir rekora imza atıldığını ve bu rakamın iki ülke arasındaki güçlü bağların bir göstergesi olduğunu belirtti.
Ekonomi Bölümü Başkanı Niels Veenis, Rio de Janeiro’daki görevinden sonra Türkiye’de ekonomik ticaret ataşesi olarak başladığı çalışmalar hakkında bilgi verdi. Veenis, inovasyon, tarım, enerji, ticaret ve güvenlik gibi sektörlerin Hollanda-Türkiye ticari ilişkilerinde öncelikli alanlar olduğunu vurguladı. Ayrıca, Türkiye ile iş yaparken güven ve uzun vadeli ilişkilerin, ticari anlaşmalardan daha önemli olduğunu dile getirdi.
Geleceğe Yönelik Gelişim Öncelikli Sektörlerine ilişkin iştişarede bulundu
- Rüzgar enerjisi
- Tarım
- İnovasyon (özellikle tıbbi sektör için nanoteknoloji)
- Tekstil
- Döngüsel ekonomi,
Öncelikli gelişim sektörleri olarak tanımlandı.
Sayın Ethem Emre, Derneğin 10 yılı aşkın süredir girişimciler için ilk irtibat noktası olarak rehberlik yaptığını belirtti. Acil ihtiyaçlara yönelik temel danışmanlık süreci akabinde, iş planlarının geliştirilmesi ve detaylı pazar araştırmalarının Holland Trade Center Istanbul B.V. ve diğer hizmet sağlayıcı kurumlar tarafından gereksinime yönelik hizmetlerle desteklendiğini ifade etti.
Sayın Fred van der Weijde, Hollandalı firmaların enerji sektörü gibi Türk fuarlarında iş birliği fırsatlarında büyükelçiliğin rolünü sordu. Ataşe Veenis, bu tür girişimlere hevesle destek verdiklerini, sübvansiyon imkanlarını araştırabileceklerini ve Hollanda Büyükelçiliği rezidanslarının özel etkinlikler için kullanılabileceğini belirtti. Bu tür etkinlikler arasında sözleşme imzalama törenleri ve şirket yıldönümleri yer almaktadır.
Geleceğe Bakış
Sayın Ethem Emre, Hollandalı şirketlerin Türkiye lansmanlarında büyükelçiliğin sunduğu bu imkanlardan yararlanmak istediklerini ifade etti. Ataşe Veenis, bu talebi İstanbul’daki konsolosa ileteceğini belirtti.
-
Eki 28 2024 Sakarya’da Uluslararası İş Dünyası Semineri
Hollanda-Türkiye Ticaret Derneği yönetim kurulu üyelerinden Fred van der Weijde ve Leyla de Mos, 25 Ekim 2024 Cuma günü Sakarya Üniversitesi öğrencilerine uluslararası ticaretin dinamikleri hakkında iki seminer sundu. Yurt dışında iş kurmak veya Hollanda üzerinden Avrupa ve dünya ülkeleri ile ticaret yapmak gibi konulara ilgi duyan hevesli ve motivasyonlu öğrenciler, uluslararası iş yapmanın getirdiği sorumluluk ve fırsatlar hakkında bilgi sahibi oldular. Katılımcıların yalnızca %10’u doğrudan yurt dışında kariyer yapmayı hedeflese de, tüm öğrenciler iş dünyasının küresel yönlerine ilgi gösterdi.
Uluslararası ticaret uzmanı Fred van der Weijde, sunumunun sonunda interaktif bir oturum gerçekleştirdi. Profesyonel proje ve iş tecrübelerinden örnek olay analizleriyle öğrencilere, karşılaştıkları durumlara olası çözüm önerileri geliştirmeleri için fırsat sundu. Bu pratik çalışma, öğrencilere eleştirel düşünme ve yaratıcı problem çözme becerilerini geliştirme imkânı sağladı.
Kariyer ve yeniden entegrasyon uzmanı Leyla de Mos ise, Dr. William Moulton Marston’un DISC modelinin kariyer planlamasında nasıl kullanılabileceğini aktardı. Leyla, farklı DISC profillerinin (Dominance, Influence, Steadiness, Conscientiousness) çeşitli meslekler ve çalışma tarzları ile nasıl örtüştüğünü iş dünyasından örneklerle açıkladı.
Öğrenciler, kendilerini bir DISC profilinde konumlandırarak güçlü ve gelişime açık yönlerini keşfetme fırsatı buldular ve hangi çalışma ortamlarında daha yüksek performans gösterebileceklerini anladılar. Bu farkındalık, öğrencilerin daha bilinçli kariyer seçimleri yapmalarına ve etkili bir kişisel gelişim planı oluşturmalarına katkı ve ilham kaynağı olacaktır.
Seminerin ikinci oturumunda uluslararası iş dünyasına yönelik pek çok soru yöneltildi. Öğrenciler, Sayın van der Weijde ve Sayın de Mos’a, farklı kültürlerle iş yaparken karşılaştıkları zorluklar ve uyum süreçlerini sordu. Yurt dışında yürütülen projelerde karşılaşılan başlıca zorluklar, farklı kültürlerde iş yapma alışkanlıkları ve çalışma yaklaşımları hakkında bilgi almak istediler. Ayrıca Hollanda’daki iş ortamı ve kültürüne dair detaylar da merak konusu oldu; öğrenciler, farklı kültürlerden insanlarla çalışırken karşılaşabilecekleri sorunlar hakkında bilgi sahibi olmayı amaçladılar.
Sakarya Üniversitesi, Hollanda’da yetenekli ve motivasyon sahibi öğrencilere staj imkânı sunacak önde gelen şirketlerle iş birliği yapmayı hedeflemektedir. Şirketinizde bir staj pozisyonu sunarak, Türkiye’den yetenekli öğrencilere uluslararası bir ortamda uygulamalı deneyim kazanma fırsatı verip, onların kariyer gelişimlerine katkıda bulunabilirsiniz. Dernek olarak, bu süreçte şirketlerle öğrencileri en uygun şekilde eşleştirme konusunda memnuniyetle destek sağlamaktayız ve uluslararası ticaret alanında faaliyet gösteren, yıllık en az 1 milyon Euro ciroya sahip şirketlerle iş birliği yapmaktan mutluluk duyarız. Konuyla ilgili daha fazla bilgi almak için dernek ile iletişime geçebilirsiniz.
-
Eyl 18 2024 Hollanda-Türkiye Ticaret Derneği (NTTF), yeni adını ve Hollanda ile Türkiye arasında Ticari köprü görevinin güçlenmiş konumunu tanıttı
Hollanda-Türkiye Ticaret Derneği (NTTF), eski adı ‘Hollanda-Türkiye Ticaret Odası ‘nın yerine resmen yeni adını lanse etti. Bu isim değişikliği, NTTF’nin Hollanda ve Türkiye arasında köprü kurma konusundaki güçlenmiş rolünü ve her iki ülkeye dair derin deneyim ve bilgisini vurgulamaktadır.
Hollanda’nın Ankara Büyükelçiliği, yeni isimle ilgili olumlu görüş bildirmiş olup, bu değişikliğin NTTF’nin ortaklarına karşı şeffaflığı artırmayı ve daha etkili iletişim ve iş birliği sağlamayı amaçladığını belirtmiştir.
Bu isim değişikliğine hazırlanırken, Türkiye’deki Hollanda temsilciliklerinin ticareti teşvik edici faaliyetlerine dair kapsamlı bir analiz yapmıştır. NTTF uzmanları, aralarında bir yapay zeka iletişim analistinin de bulunduğu ekip ile, iş dünyasının ihtiyaçlarına ve ortaya çıkan fırsatlara dayalı olarak stratejik hedefleri optimize etmeye odaklanmıştır.
NTTF, Türk pazarına girmek isteyen Hollandalı şirketler için merkezi bir koordinasyon noktası olarak kalmaya devam edecek ve erişilebilir, pratik ve kişisel destek sunacaktır. Rotterdam’daki merkezinden faaliyet gösteren vakıf, Istanbul’daki Holland Trade Center Istanbul (HTCI) ve Turkish Dutch Trade Consulting (TDTC) gibi ticari ortaklarla yakından çalışmakta ve yerel güvenilir hizmet sağlayıcı ağlarını kullanmaktadır.
İsim değişikliği, 21 Ağustos 2024 tarihinde noter onayı ile yasal olarak gerçekleştirilmiştir. NTTF, Hollanda Ticaret Odası’na 57773599 kayıt numarasıyla tescil edilmiştir.
-
Ağu 14 2024 Hollandalı Dev Bisiklet Firmaları Üretimini Türkiye’ye Taşıyor
Türkiye Bisiklet Endüstrisi İçin Yükselen Bir Merkez
Hollanda ulusal televizyon kanalında, Türkiye bisiklet endüstrisinde önemli bir rol üstlenmeye başladığıyla ilgili haberlerle gündeme geldi. Hollanda’da, bisiklet üreticisi Batavus ve Sparta’nın son geleneksel bisikletleri bu yaz üretilecek ve ardından üretim süreçleri Türkiye gibi avantaj ve imkan sunan ülkelere kaydırılacak. Bu stratejik hamle, şirketlerin maliyetlerini düşürmeyi ve uluslararası pazar fırsatlarını değerlendirmeyi amaçlıyor.
Hollanda’nın Simgesi Bisikletler, Türkiye’de Üretilecek
Bisikletlerin sadece bir ulaşım aracı değil, aynı zamanda yaşam tarzı olduğu Hollanda’da köklü bir değişim yaşanıyor. Ülkenin en sevilen bisiklet markaları Batavus ve Sparta, üretim tesislerini Türkiye’ye taşıma kararı aldı. Bu karar, Hollanda’nın bisiklet endüstrisindeki uzun soluklu geçmişini ve Türkiye’nin yükselen üretim gücünü bir araya getiriyor.
Türkiye İçin Yeni Bir Fırsat Kapısı
Türkiye, yüksek kaliteli üretim kapasitesi, yetenekli iş gücü ve stratejik konumu sayesinde bu şirketler için cazip bir seçenek haline geldi. Türkiye’nin üretim kapasitesi, Batı Avrupa’nın taleplerini karşılayacak düzeye ulaştı. Bu durum, istihdamı artıracak ve Türkiye’nin farklı sektörlerde gelişen etkinliğini kanıtlayacak. Hollanda’nın bisiklet kültürü, üretimdeki bu değişiklikten etkilenmeyecek. Ülke, yenilikçi bisiklet tasarımlarıyla ve bisiklet altyapısıyla dünya genelinde örnek olmaya devam edecek.
Geleceğin Bisikletleri Türkiye’de Üretilecek
Batavus ve Sparta gibi köklü markaların Türkiye’de üretilmeye başlamasıyla birlikte, geleceğin bisikletlerinin üretim merkezi Türkiye olacak. Bu durum, ülke ekonomisine katkı sağlayarak Türkiye’nin dünya bisiklet pazarında söz sahibi olmasını sağlayacak. Yeni iş birlikleri ve olanakları sunacak. Hollanda bisiklet devlerinin üretimlerini Türkiye’ye taşıması, Hollanda için yeni bir dönemin başlangıcı sayılıyor. Bu gelişme, Türkiye için sadece büyük şirketler için değil, aynı zamanda küçük firmalar için de yeni iş olanakları sunuyor. Bisiklet yedek parçaları üretimi, bisiklet aksesuarları tasarımı ve bisiklet turizmi gibi alanlarda yeni iş imkanlarının oluşmasını destekleyecek.
Bron video: NOS
-
Tem 06 2024 Yeşil Mutabakatın Avrupa ve Türk şirketlerine etkisi
Hollanda Ticaret Derneği ev sahipliğinde, Yeşil Mutabakatın Avrupa ve Türk şirketleri üzerindeki etkilerini açıklamak üzere özel bir sunum gerçekleştirildi.
Toplantıya, İspanya’dan Valensiya ve Türkiye’den Manisa kardeş şehirlerinin Ticaret Odası ve Belediyesi’nden üst düzey temsilciler katıldı. Ayrıca, Rotterdam da faliyet gösteren Holland Trade Center Istanbul kurumu adına Sayın Fred van der Weijde katılım sağlayarak konu hakkında detaylı bilgi verdi.
Dernek, Türkiye’den gelen ticari heyetlere ev sahipliği yaparak ticari ilişkilerin geliştirilmesine katkıda bulunmaktadır. Bu sayede, şirketler hem rekabet güçlerini koruyabilecek hem de Avrupa’ya ihraç ettikleri ürünlerde yüksek CO2 vergilerini minimuma indirecek çözümler üretebileceklerdir.
Türk üreticilerin üretim süreçlerini Avrupa yasalarına uyumlu hale getirmeleri için uzmanlara yönlendirme yapılmakta ve onlara Yeşil Mutabakat’ın getirdiği değişikliklere uyum sağlamaları konusunda yol gösterilmektedir.
-
May 17 2024 Avrupa Yeşil Mutabakatı Etkinliği – Türkiye
Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Türkiye’nin uyumu konulu panel 8 Mayıs’ta Sakarya Üniversitesi’nde gerçekleştirildi.
Sakarya Üniversitesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen ve Avrupa Yeşil Mutabakat düzenlemelerinin Türkiye üzerindeki etkilerini içeren panele, Vergi Müfettişleri Derneği, Uluslararası Ticaret Ağı Derneği, akademisyenler, ihracatçılar ve meslek birlikleri bir araya geldi.
Dernek yönetim kurulu üyesi ve Türkiye kordinatörü Leyla de Mos, panele konuşmacı olarak davet edildi. Hem Hollanda hem de Türk işletmelerinde çeşitli sektörlerde küçük ve orta ölçekli üreticilerle geniş deneyime sahip uluslararası ticaret uzmanı Leyla de Mos, ticaret ve sürdürülebilirlik konularında Avrupa Yeşil Mutabakat yasalarına ilişkin sunum yaptı. Sunumunda şu konulara değindi:
- Atık sorunlarıyla ilgili eylemler
- Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti
- Tekstil için Dijital Pasaport
- Sürdürülebilir Ürünler için Ekotasarım Yönetmeliği
- Sürdürülebilir Ürünler Yönetmeliği
De Mos, tekstil ürün üretiminde ekolojik ayak izinin %80’inin tasarım aşamasında belirlendiğini, bu nedenle AB tekstil üreticilerine daha fazla sorumluluk yüklendiğini ifade etti. 2009 yılından beri yürürlükte olan Ekotasarım Direktifi örneği üzerinden sürdürülebilirliğin finansal faydalarını vurguladı. 2021 yılında bu direktif, enerji maliyetlerinde 120 milyar € tasarruf sağladı ve tüketici enerji faturalarını %10 oranında düşürdü. 31 ürün türünü kapsayan bu önlemin, her bir önlemin maliyetini tekstil ürünlerinin uygun fiyatlılığı ile karşılaştırıldığını vurguladı.
Mevzuat gerekliliği kapsamında ‘Dijital Ürün Pasaportu’nun önemsenmesi gerektiğini belirterek, “Bu pasaport, ürünler hakkında şeffaf bilgi içermeli ve tamir ve geri dönüşüm için bilinçli kararlar alınmasına olanak tanımalıdır,” dedi ve özellikle inşaat sektöründeki önemini belirtti. Başkan Yardımcısı Peter Wolters, bu gelişmeye 2020 yılında Istanbul Today dergisinde yazdığı bir makalede dikkat çekmişti.
De Mos, Türk şirketlerinin gerekli inovasyon tedbirleriyle rakiplerine karşı bir avantaj sağlayabileceğini ve Hollandalı ithalatçılar tarafından tercih edilme olasılıklarını artıracağını belirtti. Daha küçük, yerel ölçekte de faydalar sunarak, örneğin, yeniden kullanım için toplanan her 1.000 ton tekstilin 20 ila 35 sosyal iş imkânı oluşturacağını söyledi.
De Mos ayrıca Sınırda Karbon Mekanizması (CBAM) hakkında bilgi verdi. Bu mekanizmanın, enerji yoğun ürünlerin ithalatına uygulanacak karbon vergisinin üretici maliyetini artıracağına dikkat çekti. 2026 yılında tam olarak uygulanmaya geçilecek olan bu vergi, küresel temiz üretimi teşvik etmede önemli bir rol oynayacaktır. Türk ihracatçılar için bu, rekabetçi kalabilmek adına daha temiz teknolojilere yatırım yapmayı gerektirecektir.
2023 yılından itibaren, Hollanda vergi otoritesi yabancı şirketlerden belirli malları raporlamalarını talep etmektedir. 1 Ocak 2026’dan itibaren kayıt ve ödeme yükümlülüğü olacaktır. Hollandalı ithalatçılar, ithal edilen elektrik ve çelik, demir, alüminyum, çimento ve gübre gibi malzemelerin karbon ayak izini belgelendirmeli ve raporlamayı şart koşacaktır. Kimyasallar, hidrojen ve plastik ürünlerin birçoğu karbon vergisi kapsamına girecektir.
De Mos, derin bilgisi ve deneyimi ile Türkiye ve Avrupa arasındaki sürdürülebilirlik ve ticaret diyalogunda önde gelen bir ses konumundadır. Bu etkinlikteki sunumu, kendisinin uluslararası ticaret ve çevresel mevzuatın karmaşık yapısında işletmelere rehberlik eden etkili bir uzman olarak konumunu pekiştirmektedir.
İki ülke arası farklı sektörlerde, işletmeler ve girişimciler arasında faaliyet göstererek deneyim kazanan De Mos, Hollanda’da hayata geçirilen ‘Holland Trade Center İstanbul’ ile birlikte, enerji ve IT alanlarında ürün ve proje yönetimi ve Türkiye’de dış kaynak kullanımı konusunda uzmanlaşmış, Hollandaca-Türkçe konuşan iş ortağı Fred van der Weijde ile geniş yelpazede hizmet sunmaktadır.
Daha fazla bilgi için iletişime geçin. -
Şub 29 2024 Hollanda Türkiye Ticaret Derneği, Holland Door ve Tarım Kredi Holding’den Türk Ürünleri Hakkında Değerlendirmeler
Hollanda – Türkiye Ticaret Derneği, Hollanda’nın önde gelen sektör kuruluşlarından biri olan Holland Door ile iş birliği yaparak, tarım ve gıda sektörleri başta olmak üzere, Türkiye-Hollanda ikili ticaret ve yatırım ilişkilerine katkı sunacak alanlarda çalışmalar yürütmektedir. Ayrıca, Türkiye’nin köklü sanayi ve iş birliği organizasyonlarından biri olan Tarım Kredi Kooperatifleri’nin iştiraklerini yöneten Tarım Kredi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Temel Tayyar Yeşil liderliğindeki heyeti, Rotterdam’da bulunan merkezimizde ağırladık. Bu ziyaret, işbirliğimizin önemli bir dönüm noktası olmuştur.
Bu buluşmada, Hollanda – Türkiye Ticaret Derneği, Holland Door ve Tarım Kredi Holding, tarım ve gıda sektörlerindeki büyüme potansiyelini değerlendirerek, karşılıklı fırsatları ele almıştır. Türk ürünlerinin Hollanda pazarına açılımı, sektörel iş birlikleri ve markalaşma stratejileri gibi konular üzerinde yoğunlaşılmıştır.
Hollanda – Türkiye Ticaret Derneği, Türkiye ve Hollanda arasındaki ticaretin sürdürülebilir büyümesine katkıda bulunmayı ve karşılıklı fayda sağlamayı hedeflerken, Holland Door ve Tarım Kredi Holding ile güçlü bir ortaklık geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bu işbirliği, her iki ülkenin ekonomik kalkınmasına ve sürdürülebilir büyümesine önemli katkılar sağlayacaktır.
Gelecekteki çalışmalarımızda, Hollanda – Türkiye Ticaret Derneği, Holland Door ve Tarım Kredi Holding işbirliğini daha da derinleştirerek, Türkiye ve Hollanda arasındaki ticaret ve yatırım ilişkilerini güçlendirmeye devam edeceğiz. Bu ortaklık, inovasyon ve iş birliği ruhuyla dolu bir geleceğe doğru ilerlememizi sağlayacaktır.
-
Kas 10 2022 Her sene ekim ayında düzenlenen Hollanda ticari heyet programı bu yılda başarıyla tamamlandı
Hollanda ortaklı Turkish Dutch Trade Consulting’in Türkiye tarafındaki organizasyonunu üstlendiği programda; Hollanda yaş meyve sebze sektörünün önde gelen firmalarını Mersin ve Antalya’da Türk üreticiler ile buluştu.
Hollanda Türkiye Ticaret Derneği ve Raad International işbirliği kapsamında gerçekleşen organizasyon, iki ülke arası ticari işbirliklerinin geliştirilmesine yönelik misyonunu oldukça verimli geçen ikili görüşmeler, saha ve fuar ziyaretleri ile başarıyla yerine getirdi.
İki ülkede de ses getiren organizasyon, Hollanda’nın önemli medyalarında da geniş yer buldu.https://www.agf.nl/article/9474737/agf-handelsmissie-naar-turkije-succesvol-verlopen/